8.2.13

bir gergedanın boynuzu olsaydım...

bir zürafanın kulağı olsaydım
rüzgarı tavlardım, kesin
ayağı yere basmanın esintili hâli...

ve ben bir gergedanın boynuzu olsaydım
burnumun dikine gitmezdim, belki
daha çok susardım
anlamaya çalışırdım
gördüğümle yetinmez
derin bir nefes alır
sert atardım adımları belki
geç kalabilirdim de
lakin, ben bir gergedanın boynuzu olsaydım
mesaiye gecikmezdim, galiba...

sonra bir kuşun kanatları olsaydım
Bülent Ortaçgil'e sözü bırakırdım...

hem ben bir sazın teli olsaydım
neden yağmura ağlayaydım ki
notaları not etmenin
ellerimdeki nasırı
neden buluta kanayaydı ki...

bir yılanın teni olsaydım ben
toprakla öpüşmekten ölürdüm, kesin
kum taneleri miktarınca heyecan
kök salan damarlarda yaprak
su damladıkça hamura çamur olurdum, gibi...

bir kedinin patisi olsaydım hem ben
insan olan kendimin yemesine doyardım
koşardım
kaçardım
zıplardım
esnerdim
yalardım patilerimi
ve tadardım emeği
bir kedinin hayatta kalmak için çabası olsaydım
bir insanın ölüme koşuşunu anlardım, bence...

ve ben bir insanın kalbi olsaydım
zihnine koşardım, alelacele
arada atılan köprüleri yine kurar
kalpten zihne bir yol
bol bol duygu döşer kaldırıma
taş toprak ıslatır
anlama sürelerini kısaltırdım, sanki...

aslında ben kendim olsaydım
başka hiçbir şey olmaya ihtiyaç duymazdım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder