gelecek olan varsa

ben, bir gecenin bitmemekte ısrar ettiğine şahidim

toprağında halletmesi gerekenler vardı insanımın

o gece bitmeden

güneş vardığında 

bu kadar inanmış adamın ışığı omuzladığına şahidim

namazına sahip çıktı 15 temmuz

bir daha secde etmek istiyorsanız dediler

alnınızın pak dokusuna

dokunsun diye kelebekler

halil'i verin dediler

vermedik, içimize gömdük ömer'i

ilhan'ı, mustafa'yı, erol'u

bütün ilhan'ları,

mustafa'ları

erol'ları

saraçhane'yi

çengelköy'ü

vatan'ı

en çok da vatanımızı sahiplendik

belini doğrultamayan ihtiyarın

bayrağını düşürmemek için 

tarihi doğrulttuğuna şahidim

sarılmak neydi

tabuta mıydı

ben hep hz ibrahim'i düşünürüm

"tek başına ümmetti"

biz ne güzel ümmet olduk peygamberim

biz ne güzelmişiz

birazdan şehit düşeceği noktada abdest alanların alınları

şehit düşeceğini hissetmişlerin alınları

bir taş attık

bir taş daha attık

zaman değişmişti, taşları tankın paletine sıkıştırdık

ezdik tankı

tanıdık gelmiştir tarihe çanakkale'den

tanıdık tanklarla andık o geceyi

heceyi, evet

şehadeti

feraseti en çok da

milleti ve zilleti

ümmeti gördük gece boyu

Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasındı

yazmadık

sağlamasını yaptık

marşımız aynı

arşımız aynı

tarzımız aynı

arzımız aynı

ırzımız aynı

ırkımız yok

rızkımız aynı

şans aramadık

bahtımız aynı

taht umurumuzda mı

ahdimiz aynı

vaktimiz kalmadı dediler

akdimiz aynı

katlimiz mümkündü de

ümidimiz aynı

yiğidimiz aynı

şahit kaldık biz

şehidimiz aynı

şerhimiz aynı

nehirimiz aynı

zehiri bile, göre

mehirimiz aynı

tehir ettiler sandık

zuhurumuz aynı

huzurumuz aynı

durumumuz aynı

umurumuz aynı

umutsuzlar da gördük

umudumuz aynı

şuurumuz aynı

orda durun dediler

ordumuz aynı

zordu, evet

zorbaydılar, evet

korumuz aynı

cevap veremeyenlere

sorumuz aynı

zorumuz neydi

onurumuz aynı

şimdi yine köprüdeyiz

biz bizeyiz

bayrağı kuşandık omzumuza

bekliyoruz

gelecek olan varsa

geleceğimiz aynı