'Kadına şiddet', karşıtı olan 'erkeğin şiddeti' olgusunun farklı bir ifadesidir. Yani kadın şiddetten şikayetçiyse muhatabı erkektir.
Ve erkek, tarihin her döneminde 'şiddet' kavramının içini dolduracak her türlü eylemini bir takım gerekçelere bağlamıştır. 'İnanç', belki de bu gerekçelerin en önemlisi. Zira şahıslardan yola çıkarak kitleleri 'kontrol etmenin' ve 'kendisini temize çıkarmanın' en 'sağlam' yoludur, inanç. Daha doğrusu, -tarihin de gösterdiği gibi- bu yönde kullanım olmuştur.
Kadına şiddeti, şiddete gerekçe olan inancı ve inanca yamanmış töreyi ele almadan, Müslümanlar, meselenin içinden çıkamaz.