Dünyanın küresel köy haline gelmesinin etkisini sinemada da görebiliyoruz.
Bir filmin takdir görmesi, küresel dedikodu, ödül ve festival ağında uyandırdığı etkiye bağlı.
Bunun son örneği Argo...
Ben Affleck'in başrolünde yer alıp yönetmenliğini yaptığı film, hemen bütün büyük festivallerde ödülleri topluyor.
Kimi 'en iyi yönetmen' ödülünü Affleck'e layık görüyor, kimi 'en iyi film' ödülünü...
Ben Affleck
Son olarak Argo, 'İngiliz Film ve Televizyon Sanat Akademisi' (BAFTA) ödüllerinde de 'en iyi film' olarak nitelendirildi.
Filmin hakkın yiyecek değilim.
Eli-yüzü düzgün ve gayet başarılı bir sinematografi ile vasatın üzerinde bir eser ortaya çıkarmış, Affleck.
'Oyuncu ne anlar bu işten' diyenler oluyor. Ben öyle demem. Çıkan işe bakarım.
İyi bir görüntü yönetmeninin himayesinde de olsa ortaya çıkan iş Affleck'e ait. Hakkını vermek lazım.
Lakin 'en iyi film' ve 'en iyi yönetmen' ödülü verilecekse, daha özgün, özel ve 'yenilik' barındıran eserlere verilmeli.
Argo'nun aynı kategoride yarıştığı 'Düşler Diyarı' ve 'Anna Karenina' tam da bu kapsama giriyor.
Üslup olarak özgün ve başarılı.
Anna Karenina
Düşler Diyarı
Peki neden böyle oluyor?
Başta da altını çizmeye çalıştığım gibi küresel dedikodu ağının alamet-i farikası bu.
Ayrıca filmin konusu da bu denli ses getirmesinde baskın bir unsur.
Zira, İran İslam İnkılabı sırasında Tahran'da kalan ABD'li ajanların kurtarılma hikayesini anlatıyor.
Daha fazla şey söylemeye gerek var mı! (:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder